Mustafa Özer
El parasıyla saadet olmuyor!..
Ülkeyi yönetenler ise halen “el parasıyla saadet olacağına” inanmakta, “el atıyla sefa sürme” alışkanlıklarından vazgeçmemektedirler. “Allah akıl versin!”, ne diyeyim?
Türkiye modeli, ‘acı meyvelerini’ vermeye başladı!..
Her zaman olduğu gibi kazın ayağı öyle değildi ve beklentilerin tam tersi sonuçlar doğurdu.
Sermaye ürkmeye mi başladı?
Türkiye ekonomisinin gerçeklerini öğrenmeden, sorunlarının kaynaklarını iyi teşhis etmeden, sadece günü kurtarmaya odaklı alınan ve alınacak “her türlü önlem”; “Kaş yaparken göz çıkarmaktan” öteye gitmeyecektir.
Faiz ve krediler!..
Kredi genişlemesiyle büyüme stratejisi, 20 yıllık AKP iktidarının en temel “iktisat politikası” idi ve olmaya da devam etmektedir.
Faiz oranlarını düşürünce neler oluyor?
Seçim odaklı, siyasi güdülerle bezenmiş ve bilimsel hiçbir temeli olmayan yüksek enflasyon ortamında politika faiz oranlarını düşürme kararları; tam anlamıyla “kaş yapayım derken göz çıkarmak” deyimini doğrular cinsten sonuçlara yol açmıştır.
Enflasyon-büyüme ikilemi
Aklın, bilimin ve iktisat teorisinin gereklerini yapmak yerine daha ne kadar kurtarıcı arayacağız? Ama bir gerçek var: Güneş balçıkla sıvanmıyor!..
Yüksek enflasyonla büyümenin bedelini emekçiler ödüyor
Türkiye ekonomisi büyüyor ama emekçilerin büyüyen bu milli gelir pastasından aldıkları pay her ne hikmetse gittikçe azalıyor!
Güya ekonomiye güven artıyor!
Her ne kadar EGE ve bileşenleri, ekonomiye güvende az da olsa bir artış olduğunu söylese de bu “güven artışı” Türkiye ekonomisinin gerçekleri ile pek uyuşmamaktadır.
Cari fazla hedefi bir başka bahara kaldı!
Her şeyden önce rezerv varlıklarda yılın ilk üç ayında ciddi bir azalma görülmektedir. Geçen yılın ilk üç ayında 1 milyar 674 milyon dolar olan rezervlerdeki azalma, bu yılın ilk üç ayında 7 milyar 666 milyon dolar olmuştur.